26 Şubat 2020 Çarşamba

KARAVAN HAYATI, AVRUPA TURU 28 ; BİLDİĞİMİZ ADIYLA FİLİBE, ya da PLOVDİV!






33 GÜN SÜREN AVRUPA TURUMUZUN SON DURAĞI…

2019 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ FİLİBE, ÜSKÜP VE DEDEAĞAÇ GİBİ, BİZE ÇOK YAKIN, O KADAR DA ÇEKİCİ BİR YER!

Sabah, trafiğe yakalanmamak için erkenden yola çıktık. Üsküp’e giderken akşam trafiği pek hoş olmamıştı, en azından ayrılırken aynı sorunu yaşamak istemiyorduk. Böylece bu kadim şehirin en sessiz ve sakin halini görerek yola koyulduk.


Böyle yolculuklarda bazen kendi duygularınıza, bazen de navigasyon gibi çağın önemli icatlarına inanmanız gerekiyor. Bunun en güzel örneklerinden birini 7bin kilometrelik yolculuğumuzun son etabında yaşadık.
Filibe’ye giderken, navigasyon Sofya’nın kuzeyinden dolaşmamızı önerirken, mantığım güneyinden; (kestirmeden) gitmeyi öngörüyordu. Makineye karşı, insan egosu üstün çıktı ama, sonuç beklendiği gibi değildi! Bulgaristan’ın başkentinin çevresinden dolanmak yerine, hiç bu yollara girmemek işimizi kolaylaştırır diye düşünmüştüm. Evdeki hesap, çarşıya uymadı. Yol küçüldü hatta neredeyse bitti! Arada kalabalıklaşıp, bazen içinden zor çıkılır bir hal aldı. O zaman, navigasyona inanmış olmayı istediğimizi düşündük. Bu, bizi zorlayan bir deneyimdi. Kararımızın sonuçlarına katlanmak zorunda kalmıştık!


Böyle basit bir sebepten dolayı Filibe’ye planladığımızdan biraz daha geç ulaştık. Kente girerken dikkatimizi çeken ilk şey, bir ovanın üzerinde yer alan 3 büyük tepeydi!Aslında şehir,İstanbul gibi irili ufaklı 7 tepenin çevresinde kurulmuştu…
devamını www.karavanhayat.com 'da okuyabilirsiniz

23 Şubat 2020 Pazar

KARAVAN HAYATI AVRUPA TURU 27 ÜSKÜP, TARİH VE MODERNİZMİN GARİP KARMASI!

OSMANLININ 600 YIL HÜKMETTİĞİ BU KADİM ŞEHİR MUTLAKA GÖRÜLMELİ!

ÜSKÜP SANKİ İKİ ŞEHİRDEN OLUŞUYOR VE VARDAR NEHRİ ONLARI BİRLEŞTİRİYOR…

Aynı gün içinde Ohrid’den Manastır(Bitola)’a , oradan da Üsküp’e gitmek biraz yorucu olmuştu. Yolun büyük bölümünün bakımsız, gidiş-geliş birer şeritten oluşması bunun en önemli sebebiydi.
170 kilometrelik mesafeyi 2 buçuk saatte kat ettik. Üsküp’e yaklaştıkça yol güzelleşmeye başladı ve son 70 kilometresi paralı yola dönüştü… Bir yandan akşam trafiği, diğer yandan şehir merkezindeki yol yapım çalışmaları, Üsküp’te kamp yapacağımız Kinder Park‘a ulaşmamızı geciktirdi.
Burada beğeneceğimiz bir kamping bulamayınca, park4night uygulaması imdadımıza yetişti. Rabotniçki ve Vardar takımlarının sahası olan, aynı zamanda milli maçların ev sahibi Todor Proeski Stadyumunun hemen yanında, Vardar nehrinin kıyısında, çınar ağaçlarının altında çok güzel bir park yerinde geceleyecektik.
Burası aslında ailelerin çocukları ile gittiği bir restoranın park yeriydi. Restoranın içi gerçekten bir oyun parkıydı, ailece yemek yerken, çocuklar da bu keyifli ortamın tadını çıkarıyordu!
Bizim gibi motokaravanı ile seyahat edenlerin tercih ettiği bir noktaydı. Yanımızda, Fransa plakalı bir motokaravan vardı. Hemen sohbet başladı; orada üçüncü günleriydi, Kinder Park’ın wifi şifresini bile öğrenmişlerdi. Şehir merkezine yürüme mesafesinde kalacak yer bulmak büyük şanstı… Üsküp kalesi manzaralı bir kamp yerimiz vardı!
Vardar nehrinin Doğu tarafında Arnavutlar ve Türkler, Modernleştirilen batı yakasında ise hıristiyanlar yerleşmiş. Önce Osmanlı Mahallesine gittik, çok acıkmıştık. Spor Spikeri arkadaşım Gökhan Özer’in ballandıra ballandıra anlattığı Tavçe Gravçe(toprak kapta kurufasulye) yemek için Turist Restoranı bulduk.
Sahibi Boşnak Cemal bey’le tanıştık ama yoğunluktan mıdır bilmem bizimle pek ilgilenmedi. Belki de eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de burada yemek yemiş olması çıtayı yükseltmişti! Kapan Han’ın girişindeki restoranda küçük birer porsiyon yedik, çünkü daha sonra Destan Restoran’a uğrayacaktık…
Yazının devamını https://karavanhayat.com/blog/uskup/ blogumda okuyabilirsiniz...